Güvenli Bağlanma
- 09 Ocak 2023
Hadi beslenen bebeğimize geri dönelim.
Minicik bedeniyle ve olanca gücüyle acıktığını ve altının değişmesi gerektiğini herkese deklare etti. Yani ağlamaya başladı.
Huzursuz, mutsuz ve telaşlı. Birisinin gelmesini bekliyor. Acaba ne kadar bekleyecek?
Annenin bebeğin yanına geliş hızının bebeğin tüm hayatı boyunca ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz?
Bir yetişkin olarak belki bu size anlamsız gelebilir. Peki savunmasız, ne yapacağını bilemeyen, beklemek ve tüm vücudu sarsılıncaya kadar ağlamaktan başka elinden bir şey gelmeyen bir canlı olsaydınız? Doğada bitkiler ve hayvanlar tüm ihtiyaçlarını bağımsız giderecek şekilde evrimleşmiştir.
Memelilerde yavrunun dünyaya gelmesiyle birlikte hemen harekete başlayıp anne ve ailenin diğer bireyleriyle tanışıp hayata atılan yavru, kısa sürede bağımsız olarak hayatına devam edebilecek kapasiteye ulaşır. Bu süreçte sadece anne değil ailenin diğer bireylerinden de yardım alır ve bu durum onun kendine yeter bir duruma gelmesine kadar devam eder.
Aynı durum bitkiler için de geçerlidir, tohum toprağa düşer, filizlenir, köklenir ve kendi canlılığını devam ettirecek mekanizmalara sahip olarak yaşamına devam eder. İnsanoğlu doğada en savunmasız, deyim yerindeyse “en aciz” canlı olarak dünyaya gelir. Bir başkası tarafından giydirilmeli, beslenmeli, temizlenmeli ve korunmalıdır.
Kültürlere göre değişse de oldukça uzun bir süre hayati desteğe ihtiyaç duyan insanoğlu, bu bakımı genellikle ilk bakım verici olarak “anne”den alır. Annenin bakım verici olarak kendi rolünü benimsemesi ve bu alandaki başarısı, yavru bir yetişkin olduğunda bile etkisini hissettirir. Ağladığında kucağa alınıp sakinleştirilen, acıktığında karnı doyurulan, huzursuz olduğunda sevgi davranışları gören bebek kendisini güvende hisseder ve bakım vericisine güven duyar.
Erken çocukluk döneminde davranışları eleştirilmeyen, kendisini özgürce ifade edebilen ve kararlarına saygı duyulan çocuk, bu davranış modelini benimser. Bu durum tüm davranış biçimlerine tezahür eder. Karşısındakine karşılıksız sevgi verebilir ve sevgi alabilir. Karşısındaki bireyi anlamak için çaba gösterir.
Bir sorunla karşılaştığında bunun kendisinden kaynaklanmadığının güvenini yaşar ve bu duruma çözüm odaklı yaklaşır. Ne kendisini ispat çabası vardır ne de karşıdan bir ispat ister. Hayatı olağan akışında ve her türlü getirisiyle kabul eder. Kendisi ile barışıktır. Bu durum duygusal ilişkilerine de yansır.
Partnerine olan güven aslında kendisine olan güvenin bir tezahürü olarak ortaya çıkar. Ne kadar sevildiğinin ya da sadakatin ispatına ihtiyaç duymadan hayattan keyif alarak ilişkisini dolu dolu yaşar. Bu durumda annenin bebeğin yanına geliş hızının ileride bir yetişkin olarak sevgilisine güven duyan bir yetişkin olması arasındaki bağı fark edebildiniz mi?
Kampanyalar, eğitimler ve ücretsiz atölyeler için
Yorumlar (0)